28 Ocak 2013 Pazartesi

Vizyon

Ünal Aysal Galatasaray'a geldiği ilk gün amacının sarı-kırmızılı takımı Avrupa'nın en büyük 10 takımı arasına sokmak olduğunu söyledi.Bu süreç o kadar kolay olmayacaktı.Yeni bir teknik heyet,yeni oyuncular,yeni sistem derken ilk sezon başarı biraz hayalcilik olurdu.Ancak hayaller gerçek oldu ve Galatasaray bu yeni düzende ilk sezonunda harika bir performansla şampiyon oldu.Bu sezon ise birazcık farklıydı artık herkes geçen seneki o harika takım üstüne yapılan yeni transferlerle Galatasaray'ın işinin çok daha kolay olacağını düşüyordu.Ligin 34 gollü kralı Burak Yılmaz gelmiş,yıllarca ülkemizi başarıyla temsil etmiş Hamit Altıntop sağ kanada geçmiş ve Kayserispor'dayken imrenerek izlediğimiz Amrabat ise geçen senenin en aksayan kısmı olarak gösterilen sol kanada oturtulmuştu ancak işler hiç de umulduğu gibi gitmedi Galatasaray'da.Hamit'in maç eksiği,Amrabat'ın ilk defa kapalı savunmaya karşı oynamaya çalışması,Melo'nun takıma geç katılması ve antrenman eksiğinin olması derken sarı-kırmızılılar bu sezon beklenenin çok altında kaldı.Ancak işte tam da  burada Ünal Aysal'ın amacı devreye girdi.İlk olarak her ne kadar geç de olsa bir dünya starı olan Sneijder takıma katıldı.Aslında Sneijder geldiğinde akıllarda sadece 2 soru işareti vardı.İlki adının soyadının telaffuz edildiğiydi.O konuya da çıktığı ilk programda açıklık getirdi zaten."Sınaydır" diye okunuyormuş.İkinci soru işareti ise maç eksiğinin olmasıydı.Sezon başından bu yana sadece 5 maç oynamış bir futbolcu olarak katıldı takıma.Güç ve kondisyon olarak açığını kendi kendine çalışarak kapatabilirdi ancak maç eksiği önemli bir dezavantajdı kendisi için.Bir ay süre vermek gerekir Sneijder'a takıma,ülkeye ve futbola alışması için.Eleştireceksek bunları düşünüp eleştirmeliyiz.


Gelelim bir diğer süperstar transferine.Drogrba'yı anlatmaya gerek olduğunu düşünmüyorum ama yine de kısaca anlatmamız gerekirse ilk olarak söyleyebileceğimiz kaleye sırtı dönük oyun konusunda dünyada sayılı futbolculardan olması.Hırsı ve kazanma arzusuyla da taraftara kendisini çok sevdirir.Bunun yanı sıra uzaktan yolladığı füzeler,serbest vuruşlarda ki üstün yeteneğiyle ve güçlü fiziğiyle çok faydalı olur Galatasaray'a.Afrika kupasından da hazır gelecek olması artı hanesine yazılabilir.Eksiksiz bir forvet oyuncusu kısaca.Eksi hanesine yazılabilecek tek nokta ise yaşı.O açığını da tecrübe ve kalitesiyle kapatabilecek bir futbolcu Drogba.

Başlıkta da belirttiğim gibi bu 2 transfer de sarı-kırmızılı takımın vizyonunun nasıl değişmeye başladığının göstergesi.Bundan 3-4 sene önce Barış-Ayhan-Mustafa Sarp 3'lü orta sahasıyla oynayan Galatasaray'da şimdi Selçuk-Sneijder-Melo bu görevi devraldı.Bu saatten sonra yapılması gereken tek bir şey kaldı o da bu takımı sorunsuz bir şekilde oynatmak.Bu işi de Türkiye'de Fatih Terimden daha iyi yapabilecek kimse yok.

Bu iki dünya yıldızı Galatasaray ve Türk futboluna hayırlı olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder